Billur Saatçi’nin Moda Notları
İnci Özay Hatipoğlu Yemek Notları
Şubat ayının en güzel bahanesi Sevgililer Günü… Bana çikolata yemeye bahane olsun, yoksa elbette Sevgililer Günü’nü tek güne sığdırma gibi bir derdim yok. Deliye her gün bayram misali, kalbi sevgi dolu olan herkese her gün sevgililer günü elbette… Peki ama içi çikolata dolu bir kutuya sevinmeyecek kaç kişi vardır aramızda? Geçtim tadını, bana kokusu bile yeter. Her ne kadar bir Sevgililer Günü’nü daha ardımızda bırakmış olsak da, bahane bu ya, gelin konumuzu çikolataya bağlayalım.
Anavatanı Meksika olan Kakao ağacının meyve tohumlarından yapılan çikolata, geçmişi çok eskilere dayanan bir gıdadır. Kakaonun, M.Ö. 1500’lü yıllarda ilk olarak Olmekler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. M.S. 600’lerde Mayalar ve onları takiben 1400’lü yıllarda ise Aztekler tarafından kullanılmaktaydı. Tabii o zamanlar, bugün bizim tadına doyamadan yediğimiz çikolata çeşitleri bulunmuyordu. Kakao ağacının meyve tohumlarını kavurup elde ettikleri macun kıvamındaki yoğun sıvıya su, kırmızı acı biber ve mısır unu kattıkları bir içecek hazırlıyorlardı. Dönemin insanlarının kutsal saydığı bu içeceği, özellikle rahipler ve savaşçılar içiyordu.
Kakao, ilk olarak İspanyol Hernando Cortes tarafından, 1528 yılında İspanya’ya getirilmiştir. İlk önce İspanya’da benimsendikten sonra Avrupa’ya yayılan kakaonun Eski Dünya’daki macerası da ilk olarak sıcak çikolata olarak başlamıştır. İspanya sarayında çeşitli baharatlarla zenginleştirilen bu içeceğe, sonraları bal ve kamış şekeri de ilave etmeye başladılar. 1847 yılına kadar içecek olarak kullanılan çikolata, bu tarihten sonra bugün bildiğimiz katı ve sert hali ile üretilmeye başlandı.
Çikolatanın uzun zaman afrodizyak olarak önerildiği ve sindirimi düzenlediği için ilaç niyetine eczanelerde satıldığı da biliniyor. Günümüzde eczanelerde satılmıyor ve mideye de ne kadar iyi geldiği tartışılır belki ama mutluluk hormonlarından biri olan serotonin salgısını arttırdığı bilimsel bir gerçek. Özellikle de, içinde yüksek miktarda kakao tozu ve kakao yağı bulunan bitter çikolatanın faydası say say bitmiyor. Yine de bir oturuşta koca kutuyu bitirmezsek iyi ederiz. Farklı çikolataları aynı anda tadarken, çikolatalar arasındaki lezzeti maksimum oranda algılayabilmek adına kakao oranı en düşük olandan başlayıp, finali en yüksek olan ile yapmalısınız. Ayrıca iki çikolata arasında damağınızı, Uludağ Premium Doğal Kaynak Suyu ile nötrleyip sakinleştirdikten sonra bir diğerine geçebilirsiniz. Tat ve kokuların birbirine karışmaması tercihinizi olumlu yönde etkileyecektir, dikkat!
Çikolata çikolata deyip, tarif vermeden yazıyı bitirmem olmaz. Bu yüzden sizler için beyaz çikolatadan bir tarifim var. Doğrusu beyaz çikolataya çok düşkün değilimdir, ama damakta yarattığı kadifemsi hissi oldum olası çok sevmişimdir. İçinde kakao tozu bulunmayan beyaz çikolata, kakao yağı, süt tozu, şeker ve vanilyadan elde ediliyor. Beyaz çikolatayı özellikle bademle çok yakıştırırım. Zaten bu tarifimde de elimi korkak alıştırmayıp, bademi bol tuttum. Gelelim tarife; öncelikle beyaz kuvertür çikolatayı parçalara ayırdım. Kuvertür çikolatayı pastane malzemeleri satan dükkanlarda ve bazı pastanelerde rahatlıkla bulabilirsiniz. Tüm çikolata ve çikolatalı tariflerde olduğu gibi, parçaladığım beyaz çikolatayı benmari usulü, yani kısık ateşte, kaynamakta olan tenceredeki su buharının yardımıyla erittim. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli kısım çikolatayı fazla ısıtıp, yakılmaması (40-45 derecede erimesi gerekir) ve de çikolatanın kesinlikle su ile temas etmemesi gerektiğidir. Çikolata ve su birbirine düşman!
Öte yanda kavrulmamış çiğ bademleri, kuru gül yaprakları ile birlikte irice kıydım. Kurutulmuş gonca güllerini aktarlarda rahatlıkla bulabileceğinizi hatırlatmadan geçmeyeyim. Acımtırak bir tat olmaması için güllerin yeşil kısımlarını kullanmaktan kaçının. Çikolata eridikten sonra, tencereyi benmariden aldım ve üzerine ilave çikolata koydum. Bu sayede çikolatanın ısısını 10 derece kadar düşürüp, optimum lezzeti yakalamasını sağladım.
Eriyen çikolatayı yağlı fırın kağıdına döküp, spatula yardımı ile genişçe yaydım. Üzerine kıyılmış gül ve bademleri de ilave edip, tüm malzemeyi birbirine yedirdim. Üzerini streç film ile kapatıp, katılaşması için buzdolabına kaldırdım. Buzdolabında geçen iki saatin sonrasında çikolatam istediğim kıvama geldi. Son olarak elde ettiğim bütün halindeki çikolatayı gelişi güzel parçaladım. Böylelikle, güllü ve bademli beyaz çikolatam hazır oldu. Güllü ve Bademli Beyaz Çikolatayı tek başına, kahve yanında ya da özellikle bitter çikolatalı tatlıların üzerinde yenilebilir dekor amaçlı olarak da kullanabilirsiniz.
Malzemeler : 200 gr Beyaz Kuvertür Çikolata (150 gr Benmari için, 50 gr Benmari sonrası soğutma için) 100 gr Çiğ Badem 30 gr Kurutulmuş Gül Yaprağı
Hazırlama Süresi : 10 dakika Bekletme Süresi : 2 saat