Billur Saatçi’nin Moda Notları
İnci Özay Hatipoğlu Yemek Notları
Her çocuk gibi benim de küçükken en sevdiğim tatlı (hatta belki de yemek) dondurma idi.
Tüm dünyada buğdaydan sonra en çok ekimi yapılan ve ana vatanı Hindistan olan pirinç, Japonya’da kutsal sayılmış, İtalya’da bereketin sembolü olmuştur.
Gastronomi kültürümüzü incelediğimizde taze ve kuru meyvelerin, sıcak ya da soğuk yemekler içinde sıklıkla kullanıldığını görüyoruz.
Soğuk kış günlerinin rehavetini üzerimizden atmanın en kolay yolu doğanın döngüsüne uyum sağlayıp sesine kulak vermekten geçiyor.
Her peynirin anlatacak bir masalı vardır.
Şehirlerin, kasabaların, mahallelerin süsü gibidir pastaneler.
‘’Canım lüferi insanın serin serin tutup öpesi geliyor.’’ Aziz Nesin
Yeni yıl kapıda… Yeni dilekler, yeni hedefler, yeni istekler, yeni beklentiler… Hemen hemen herkes için, yeni kararlar alma zamanıdır yılın bu son günleri.
Çorba tarihinin, yemek tarihi kadar eskilere dayandığını biliyoruz. Günümüz restoranlarının bile geçmişi çorba ile tanımlanır.
Sarı-kızıl, biraz ıslak, biraz serin ama rengarenk Ekim’i, elma yemeye doyamadığım ay olarak adlandırırsam hiç de abartmış olmam.
Eskilerin tabiri ile ‘’Limonata gibi havalar’’ yaşadığımız sonbaharın bu ilk günleri, kış hazırlıklarını tamamlamak için elimizdeki son fırsat.
Misafir ağırlamayı çok seven, haliyle de geleni gideni bol olan anneannemlerin evinde, dillere destan sofralar kurulurdu.
Neler pişecek, neler ikram edilecek belli oldu mu? Henüz belli değilse, biraz ilham almak için benim Bayram Sofrası menüme bakmadan geçmeyin.
En sevdiğim festivaller listesinin baş sıralarında yer alan Cappadox, 18-21 Mayıs tarihleri arasında bu sene üçüncü kez Kapadokya’da düzenlendi. Cappadox’un bu yılki teması olan ‘’Dünyadan Çıkış Yolları’’;
Günler uzuyor, hava geç kararıyor, her canlıyı sebepsiz bir heyecan sarıyor… Sabahları yataktan kalkmak kolaylaşıyor, etraf gittikçe renkleniyor…
Dışarıdan baktığında darmadağınık gözüktüğü halde, kendi içinde düzeni olan çalışma masaları vardır...
Şubat ayının en güzel bahanesi Sevgililer Günü… Bana çikolata yemeye bahane olsun, yoksa elbette Sevgililer Günü’nü...
Döner kebap, kahve, mor sebzeler, şakşuka, şekersiz beslenme, yoğurt, fermente gıdalar, adaptojen bitkiler, Afrika yemekleri…
31 Aralık akşamlarının en sevdiğim tarafı, yakınlarımla birlikte kurduğum sofralar olur. Bu yüzdendir ki, yılbaşı akşamlarını hep evde sevdiklerimle birlikte geçirmek isterim.
Kişisel olarak, benim en sevdiğim ve dünyanın en sağlıklı meyvesi olarak bilinen zeytinin, hasat dönemi Ekim ayı itibari ile yurt genelinde başladı. Sayısız türü bulunan...
6 - 9 Ekim tarihleri arasında düzenlenen İstanbul Coffee Festival geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bu sene de yoğun ilgi gördü. ICF sponsorlarından Uludağ Premium...
Gün batımına yakın, gökyüzünün eflatun ile pembeye büründüğü, taze bir bahar günü tanıştım San Sebastian ile. Belli ki yağmur şöyle bir yağmış ve hemen yerini güneşe bırakmıştı. İyot ile toprak kokusu birbirine karışmış, buram buram Nisan kokuyordu.
Kamp yapmayı sever misiniz? Ya da en iyisi şöyle sorayım; daha önce hiç kamp yaptınız mı? Ben elime geçen her fırsatta, daha doğrusu yarattığım her fırsatta kamp yapıyorum çünkü doğa ile iç içe olmak, özgür olmak...
Safrani kızıla bürünmüş sonbaharını mı, bembeyaz kış ayazını mı, yoksa pembe güller açmış mis kokulu ilkbaharını mı daha çok sevdiğime karar veremezken, meğer ben Kapadokya’nın en çok Cappadox halini severmişim.