GERİEN

Tatlı - Sert Şehir; Tiflis

Dışarıdan baktığında darmadağınık gözüktüğü halde, kendi içinde düzeni olan çalışma masaları vardır. Defterler, defter üstünedir. Kitaplar, masa muhafızları gibi köşelere yığılmış, kalemler başıboş kalmışçasına etrafa saçılmıştır. Çay bardakları ile kahve fincanları, bilgisayara yakın bir yerlerde toplaşmış, kendi aralarında fiskos halindedir. Uzaktan bakan pek anlamasa da, masa sahibi için huzurlu bir alandır burası. Bir oturdun mu yerinden kalkmak bilmeyeceğin ve hatta başını kaldırmak dahi istemeyeceğin, karma karışık ama huzur dolu, yaşayan ama bir o kadar da dingin bir köşe. Kulağa biraz garip gelse de, Gürcistan’ın başkenti Tiflis’in bende yarattığı hissiyat, işte tam da o masa sahibi ile aynı duygu olduğunu söyleyebilirim. Alt alta üst üste gibi gözükse de, mıknatıs gibi kendine çeken bir enerjisi var şehrin. Defalarca gitsem bıkmayacağım, kendine has, tabir -i caizse tatlı-sert bir şehir Tiflis.

En başta şehrin tertemiz havasına ve yemyeşil doğasına hayran kalmamak mümkün değil. Park olarak geçen alanların çoğu ucu bucağı gözükmeyen orman arazisi. Etrafta havayı mis gibi kokutan bolca çam ve meşe ağacı var. Havası kışın sert, ama bahar ayları ile (şimdiler) tam gitmelik zamanları başlıyor. Yaz tatili öncesi kısacık bir soluk almak için ideal bir yer. Üstelik Türk vatandaşlarına vize istemiyor. Hatta pasaport zorunluluğu bile olmadan T.C Nüfus Cüzdanı ile ülkeye giriş yapmak mümkün. İstanbul’dan yaklaşık 2 saat süren bir uçak yolculuğu sonrası hoş geldim Tiflis!

Görülecek yerler arasında öncelik şehrin eski bölümü olmalı. Rengarenk duvarları, geniş avluları, süslü kapıları, ahşap oyması evleri, kendine has mimarisi ile şehrin bu bölümü; saat, gün, ay, yıl kavramlarının birbirine karışacağı kesim. İşte burada haritayı bir kenara bırakıp, kendini sokaklara teslim etmek gerek. Şehrin dokusunu, geçmişini, kültürünü anlamak için girilmedik kıyı köşe bırakmamak çok önemli ki zaten insanın böyle bir yerde merakını tutması ne mümkün! Öyle ki her açık kapıdan içeri başını sokasın geliyor. Hemen hemen her sokağın bir fırını var. İşin ilginç kısmı bu fırınlar koca taş binaların zemin katında yer alıyor ve sadece minik bir pencere ile sokağa açılıyor. Velhasıl benim gibi turistlerin durumu anlaması leb demeden mümkün olmuyor. Zannedersin ekmek satmak ve almak yasak. Ekmeğini almak isteyenlerin, küçük camdan içeri, usulca uzanması gerekiyor.

Gürcüler gerçek bir hamur işi uzmanı. Bizdeki örneklerinden daha farklı, nefis pide, ekmek ve mantı yapıyorlar. Khachapuri adı verilen pidelerin içeriği ve boyutları bölgesel olarak farklılık gösteriyor ama her çeşidini Tiflis’te bulmak mümkün. Ajaruli Khachapuri; gondol şeklinde ve açık tür bir pide. Üzerine inek sütünden yapılan ve Sulguni adı verilen Gürcü peyniri, yumurta ve bolca tereyağı koyularak servis ediliyor. Yuvarlak biçimli, Sulguni peynirli, kalın ve yumuşacık hamurlu Megruli Khachapuri ve yine yuvarlak biçimli fakat Megruliye göre daha ince olan İmeruli ise yaygın pide çeşitleri arasında yer alıyor. Şehrin en iyi restoranlarından biri olan Restaurant Tabla’da Megruli yemeden Tiflis’ten ayrılmayın. Adres: 33 Chavchavadze Avenue, Tbilisi

Genellikle dana kıymasından yapılan, Gürcü mantısı Khinkaliyi yemeden olmaz! Avuç büyüklüğünde, bohça şeklinde olan bu mantıların içinde soğanlı kıyma dışında et suyu da oluyor. Bu yüzden yerken biraz dikkat etmek gerekiyor, yoksa sıcak et suyu dili yakabilir. Khinkaliyi tepesinden elle tutarak yemek icap ediyor ve sadece bohçanın alt kısmı yeniyor. Elle tutulan tepe kısmını yemek görgüsüzlük kabul ediliyor, aman dikkat! Khinkali genellikle ana yemek öncesi veya tek başına atıştırmalık olarak yeniyor. Üzerine herhangi bir sos dökülmüyor. Haşlandığı ya da kızartıldığı gibi, çıplak servis ediliyor. Tiflis’te en iyi örneğini tadabileceğiniz yerlerden biri Zakhar Zakharich Adres: 3 Right Bank | Mshrali Bridge, Tbilisi. Ayrıca burası, her gün kurulan ve içinde hazineler barındıran Bit Pazarının da hemen orada yer alıyor. Kaçırmayın derim!

Tiflis’te hamur işlerinin dışında kuzu yemeklerinin de yeri ayrı. Özellikle bolca tarhun otu ve yeşil erik ile yapılan Chakapuli denenecek değişik lezzetler arasında yerini alabilir. Yahni olarak yapılan chakapuli dana etinden de yapılıyor ama ben kesinlikle kuzulu olanını tercih ederim. Son derece yüksek aromaya sahip tarhun otu ve kişniş ile yumuşacık kuzu etinin uyumu bir başka lezzetli oluyor doğrusu. Ülkemizde de bilinen ve hemen hemen her ilde yapılan cevizli sucuk ya da diğer bir adıyla pekmezli sucuk, Tiflis’te adım başı bulabileceğiniz yegane lezzetlerinin başında yer alıyor. Sokakta, pazarda, marketlerde ve hatta restoran menülerinde bile yer alan cevizli sucuk, burada çurçh’ela adını alıyor. Yine pestil ve kurutulmuş meyve çeşitlerini de her yerde bolca bulmak mümkün.

‘’Tarzını Yaşa’’

Her çıktığım seyahatte, orada yaşıyor olsam nerede otururdum (ya da oturmak isterdim), hangi parkın hangi ağacının altında kitabımı okur, balık için hangi restorana, ekmek için hangi fırına, kahve için hangi kahve dükkanına gider, sokakta en çok hangi kediyi kayırırdım (bulabilirsem tabi) diye düşünmekten alıkoyamam kendimi. Keşifler yapmayı ne kadar çok seviyorsam, yaşadığım yerde bir yerlerin müdavimi olmayı da bir o kadar severim.

Sadece yaşadığım şehir için geçerli değil, bir seferden fazla gittiğim her yerde, daha önceden gelip de çok beğendiğim duraklara, muhakkak tekrar tekrar giderim. İşte böylesine müdavimi olacağım bir kafeyi, Tiflis’te de buldum.

Kafenin ismi, Gürcüce Avlu anlamına gelen Ezo. Kocaman bir avlu içinde yer alıyor olmasından ötürü bu ismi almış. Tiflis’in eski mahallelerinden Sololaki’de yer alan Ezo’nun, insanı sakinleştiren bir enerjisi var. Hani kucağında uyuyan kedi ile mayışırsın ya, tam onun gibi. Huzur veren bu hava, içeri adımımı atar atmaz sardı beni. Genç ve ilgili, birbirinden güzel ve yakışıklı personeli, çalan müzikleri ve kokusu ile kara kıştan çıkıp, bahara papatya açmış çayırlıklar gibi bir yer desem kesinlikle abartmış olurum evet ama varsa abartma hakkım, burası için kullanmak isterim… Sakin, gösterişten uzak, sıra dışı, nezaket sahibi bir yer burası.

Ezo, geleneksel Gürcü Mutfağının en iyi örneklerini bulabileceğiniz bir yer değil. Ama yemeklerin tamamı mevsimsel, yerel ve büyük bir kısmı organik malzemelerle hazırlanıyor. Lezzetler daha çok basit, ev yemekleri tadında. Gürcistan’ın farklı bölgelerinden gelen peynirlerle hazırlanmış peynir tahtaları kaçmaz! Adres: G. Kikodze St. 16 / Sololaki - Tiflis Tel:+995 32 299 98 76

Daha yazımı yazarken özledim Tiflisi. Doğrusu, şehir özletti kendini…